Emlakçılık, yalnızca taşınmaz alım-satım işleriyle sınırlı bir uğraş değil; güven, bilgi, dürüstlük ve insan ilişkileri üzerine kurulu bir meslektir. Ancak ne yazık ki günümüzde bu kutsal meslek, bazı kişilerce haksız rekabet, bilgi kirliliği ve etik dışı davranışlarla lekeleniyor.
Yazımızda, emlak sektörünün içinden gelen bir bakışla, mevcut problemlere cesurca değiniyor ve her bir başlık altında “Nasıl Olmalı?” sorusuna net cevaplar vereceğiz.
Emlakçılık Bir Meslektir: Herkesin Yapabileceği Bir İş Değildir
Problemin Kökü: Mesleğin İtibarının Zedelenmesi
Bugün ülkemizde eline bir ilan broşürü alan, WhatsApp grubuna ilan koyan herkes kendini “emlakçı” ilan edebiliyor. Oysa emlakçılık bir meslek dalıdır; tıpkı doktorluk, mühendislik gibi eğitim, yetkinlik ve sorumluluk gerektirir.
Nasıl Olmalı?
Emlakçılık, yasal yetki belgeleri, vergi mükellefiyeti, mesleki eğitim ve etik kodlara bağlı olarak yapılmalıdır. Bu işi “boşta kaldım, bari emlakçılık yapayım” diyenler değil, bu işe gönül vermiş, emek harcamış, sektöre katkı sağlamak isteyen profesyoneller yapmalıdır.
Etik Duruş: Müşteri Değil, Güven Kazanılmalı
Sektördeki En Büyük Erozyon: Güvensizlik
Birçok müşteri artık emlakçılara kuşkuyla bakıyor. Nedeni açık: Gerçeği gizleyen, değerini abartan, bir portföyü üç farklı kişiye farklı fiyatla sunan davranışlar artık bıkkınlık yaratıyor.
Nasıl Olmalı?
Emlakçı, müşterinin ne almak istediğini değil, neye ihtiyacı olduğunu anlayabilmeli. Satış baskısı değil, danışmanlık ilişkisi kurmalı. Gerçek bilgi sunmalı. Kandırarak değil, doğru yönlendirerek kazanmalıdır.
Portföy Kazanmak İçin Gerçek Dışı Değerleme Yapmak
Tehlikeli Bir Tuzak: Yapay Fiyat Şişirmesi
Bazı emlakçılar, portföyü alabilmek adına “Bu evi en az 10 milyona satarız” deyip sahibini ikna ediyor. Ama 3 hafta sonra “piyasa düştü” bahanesiyle fiyat indirimi talep ediyor.
Nasıl Olmalı?
Doğru fiyat analizi, piyasa verileriyle, lokasyon bilgisiyle ve kıyaslama yöntemiyle yapılmalıdır. Satıcıya umut satmak, emlakçının değil dolandırıcının işidir. Uzun vadeli kazanç, dürüst fiyatlandırmayla gelir.
Komisyon Rekabeti: Kendine ve Mesleğe Saygı Göster
Sektördeki Yanlış Algı: Komisyonu Düşüren Kazanır
Bazı emlakçılar, iş alabilmek için %1’in bile altında çalışmayı kabul ediyor. Hatta “komisyon istemem yeter ki portföyü alayım” diyenler var. Bu durum, mesleğin onurunu zedeliyor.
Nasıl Olmalı?
Komisyon, alın terinin ve danışmanlık hizmetinin karşılığıdır. Kaliteli hizmet sunan bir danışmanın, hak ettiği ücreti talep etmesi kadar doğal bir şey yoktur. Düşük komisyonla iş almak, sadece diğer emlakçıların değil, mesleğin de altını oymaktır.
Meslektaşlar Arasında Güvensizlik: Arka Planda Oynanan Oyunlar
Gerçek: Sektörde Kardeşlik Yerine Kurnazlık Hakim
Portföy çalma, gizli teklif verme, müşteriyi başkasına kötüleme gibi davranışlar maalesef yaygın. Meslektaşlar birbirine değil, birbirinin hatasına çalışıyor.
Nasıl Olmalı?
Bu meslek, birbirini yıkan değil, birlikte yükselenlerin mesleği olmalı. Ortak portföy sistemleri geliştirilmeli. Açık iş birlikleri kurulmalı. “Senin kazancın, benim kazancım” anlayışı sektöre hakim olmalı. Emlakçılar, aynı zincirin halkalarıdır.
Ayakçılar ve Ruhsatsız Aracılarla Mücadele: Bu Meslek Sahipsiz Değil
Gizli Tehlike: Emlakçılık Yapmayan Ama Komisyon Alanlar
Kimi kahvehane köşelerinde, kimi sosyal medya gruplarında, belgeye ve kayda sahip olmadan arabuluculuk yapan kişiler sektörün en büyük sorunlarından biridir.
Nasıl Olmalı?
Tüm emlakçılar bu konuda ortak hareket etmeli. Ayakçılara destek veren, onları yönlendiren emlakçılar, hem vergi kaçırmış olur hem de sektöre zarar verir. Emlakçılar kendi aralarında sıkı bir denetim ağı kurmalı. Ayakçıların iş yapamaması için sektör içi bilinç artırılmalı.
Bilgi ve Eğitim Eksikliği: Bilmeden İş Yapmak, Müşteriye İhanettir
Güncel Problem: Kanunları Bilmeyen Emlakçılar
Tapu süreci, veraset, kat irtifakı, imar durumu, vergilendirme, değer artış kazancı… Bu konularda bilgi sahibi olmayan birçok kişi bugün emlakçılık yapıyor. Sonuç: Kaotik süreçler ve mağdur müşteriler.
Nasıl Olmalı?
Emlakçılar, yasal mevzuatı bilmekle yükümlüdür. Sürekli kendini geliştirmeyen, kanunları öğrenmeyen bir danışman, danışman değildir. Mesleki eğitimler, seminerler, sektör içi buluşmalar sıklaştırılmalı.
Müşteri ile İlişki Yönetimi: İş Bitince Değil, Ömür Boyu Danışmanlık
Sık Yapılan Hata: Satış Biter, İlişki Biter
Birçok emlakçı, satış tamamlandıktan sonra müşterisini tamamen unutur. Halbuki referans, memnuniyet ve tavsiye sistemi tam da satış sonrasında başlar.
Nasıl Olmalı?
Her müşteri, yeni müşterilere açılan bir kapıdır. Satış sonrasında da iletişim sürdürülmeli. Tapu süreci, nakliye, taşınma, abonelik gibi konularda destek sunulmalı. Bu farkı gören müşteri, sizi başkasına anlatır.
Dijitalleşme ve Şeffaflık: Bilgi Saklama Dönemi Bitti
Sorun: Bilgiye Tekel Kurma Eğilimi
Bazı emlakçılar ilanları bilinçli olarak eksik bilgiyle paylaşır. “Beni aramak zorunda kalsın” diye adres, fiyat ya da detay gizlenir.
Nasıl Olmalı?
Şeffaflık artık bir tercih değil, zorunluluktur. Müşteri, sizin gizlediğiniz bilgiyi başka yerden kolayca bulabiliyor. Doğru bilgiyle, eksiksiz sunumla güven kazanan kazanır.
Son Söz: Emlakçılık Bir Hayat Mesleğidir
Emlakçılık, yalnızca kazanç değil, insanların hayallerine aracılık etme mesleğidir. Bu meslek; etikle, ahlakla, bilgiyle, dayanışmayla ve onurla yapılmalı.
Her emlakçı bu yazıyı kendine ayna yapmalı.
Hatalarımızdan korkmamalı, değişimden utanmamalıyız.
Bugün yaptığımız iyileştirme, yarının güvenli piyasasını oluşturur.
Bu yazıyı paylaşın.
Çünkü sadece biz düzelirsek, sektör düzelir.
Sektör düzelirse, herkes kazanır.
Mehmet Ruhullah MERİÇ'in yazısı.
Bursabuluyor.com - Bursa'nın İlan ve Alışveriş Sitesi